Beyaz Kerbela: Sarıkamış


sarıkamış şehitleri

İsmail ÇOLAK

AKSİYON DERGİSİ

Geçtiğimiz günlerde, tarihimizin ‘en beyaz’ facialarından birisine dönüşen Sarıkamış Harekâtı’nın (12 Aralık 1914-15 Ocak 1915) yıldönümü ve Sarıkamış Şehitleri, ülke çapında düzenlenen bazı etkinliklerle anıldı. Biz de bu yazı vesilesiyle, aziz şehitlerimizi rahmet, şükran ve Fatihalarla yâd ediyoruz.

Hiç kuşkusuz, şanlı tarihimizin millî hafızaya kazınmış en hüzünlü ve unutulmaz yapraklarından birisi de Sarıkamış’tır. “Beyaz Kerbela”, tarih sayfalarında buzdan bir kor halinde ışıldamaya ve milletimizin yüreğini yakmaya devam ediyor. Sarıkamış, bilhassa son yıllarda keşfedilmeye, önemsenmeye, konuşulmaya ve yer yer de ‘Enver Paşa üzerinden’ tartışılmaya başlandı.

Tartışılmayacak bir şey var ki, o da; korkunç tipiyle savrulan, -50 dereceyi bulan soğukta kırılan, aç-bîilaç kalıp dermanı kesilen, soğuk ve buzlu rüzgârdan etleri dökülen, amansız ve acımasız emirlere göğüs geren, her şeyin bittiği noktada bu kez dizanteri ve tifonun pençesinde can çekişen, varlığımızın teminatı o muhteşem “Mehmetçik’in” dillere destan kahramanlığı, fedakârlığı, mesuliyet duygusu ve mücadele azmidir.

Mehmetçiğin emre itaati, tevekkülü, direnci, insan takatini aşan zorluklara göğüs germesi, hedefe kilitlenmesi ve onca dramdan sonra büyük bir metanetle düşman üzerine korkusuzca atılması hayret ötesi bir hadisedir ve bütün bunlar Sarıkamış Dramı’nı fazlasıyla “destansı” kılmaya yetmektedir.

Milletler, kahramanlarını önemsedikleri ve onların temsil ettikleri ve varlıklarını adamaktan çekinmedikleri kutsal değerlere sahip çıktıkları oranda güçlü kalır ve ilelebet payidar olabilirler.

İşte, Sarıkamış destanından çarpıcı birkaç kahramanlık sahnesi:

SANCAK İÇİN YOK OLAN 87. ALAY

Zorlu harekât esnasında sert tabiat şartlarına yenilerek yok olan alaylar arasında, hikâyesi en hazin ve destansı olanlardan biri de 9. Kolorduya bağlı 87. Alaydı. Alay, Eski Sarıkamış’ı kahramanca ele geçirdikten sonra amansız bir Rus kuşatmasına uğramıştı. Birkaç binlik alay, iki gün içinde birkaç yüze; teslim olmayı reddettiğindeyse 50 kişiye inmişti.

20 kişi kaldıklarında, Alay Komutanı Lütfi Bey, en azından alay sancağını düşmana teslim etmemek niyetiyle, onu beyaz bir patiskaya sarıp son bir kez öperek, bir çavuşa teslim etmiş ve karargâha ulaştırması emrini vermişti.

Çavuş, karlar içinde sürünerek düşman saflarından geçmeyi ve ertesi sabah sancağı karargâha teslim etmeyi başaracaktı. Neticede, Albay Lütfi Bey ile koca alaydan geride kalan son 20 kişi de yiğitçe çarpışarak şehit düşmüş ve 87. Alaydan tek kurtulan sadece “sancak” olmuştu. Daha fazla